FADİME GEZER İLE RESİM ÜZERİNE KONUŞTUK…
Değerli arkadaşım Fadime Gezer’in ilk kişisel sergisinde yer alan eserler “Ruhumdan Esintiler” adıyla 11-15 Kasım 2025 tarihinde Nuri Pakdil Edebiyat Müze Kütüphanesinde (Ankara) sanatseverlerle buluştu. Ben de bu güzel sergiyi gezip görsel sanatlardan biriyle ruhumu, gözümü, kalbimi dolduran şanslı kişilerden biri oldum. Ve Fadime Gezer’e sormak, sormak, sormak istedim, dayanamayıp sordum.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Klasik bir soru ile başlayalım söyleyişimize. Fadime Gezer kimdir? Ne yapar? Resim dünyasına adım atışı nasıl olmuştur?
FADİME GEZER: 1967 yılında Fethiye/Muğla’da doğdum. 1988 yılında SEKA Akdeniz Müessese Müdürlüğü’nde Elektrik Mühendisi olarak göreve başladım. 2003 yılında SEKA’nın özelleştirme kapsamına alınması nedeniyle Ulaştırma Bakanlığı/Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne geçiş yaptım. 2018 yılında emekli olduktan sonra resim çalışmalarına hız verdim.
Resim ile hayatımın her döneminde amatörce iç içe oldum. Emeklilikle birlikte resim sanatına yoğunlaşarak, aktif olarak çalışmalarımı sürdürmekteyim. Ayrıca resim sanatının tarihsel akımları ve bu akımların temsilcilerine özel ilgi duymakta ve bu kapsamda araştırmalar yapmaktayım.
“Söz uçar resim kalır. Sanat insanoğlunun unutulmaya karşı yarattığı en güzel çözümdür. " diyen kadın ressamımız B.Naci İslimyeli’nin düsturu ile resim çalışmalarına devam etmekteyim. Çalışmalarım ile memleketimizin resim, sanat ve kültür dünyasına bir nebze renk katmayı amaçlamaktayım.
Evliyim ve bir erkek evlat sahibiyim.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Bugüne kadar çeşitli yerlerde karma sergilerinizin olduğunu biliyorum. Nerede, ne zamanda bu sergiler anlatır mısınız?
FADİME GEZER: 2022 ve 2023 yılları kurs dönem sonlarında Çankaya kursiyerlerinin iştiraki ile Doğan TAŞDELEN sergi salonunda gerçekleştirilen 2 ayrı karma sergiye katılım sağladım.
2024 yılı Kasım ayında Nuri PAKDİL Edebiyat Müze Kütüphanesi-Necati Kültür Evi’nde ECE Sanat Atölyesi öğrencileri olarak “Renklerin Ahengi” temalı karma resim sergisine katıldım.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Bu ilk kişisel serginiz. Hayaliniz olduğunu biliyor ve gerçekleştiğini görüp, mutluluğunuzu paylaşıyorum. Sizin de bu konudaki duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?
FADİME GEZER: 11-15 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleştirmiş olduğum bu sergi, benim ilk kişisel sergim olma özelliğine sahiptir. Özellikle son 2 yıldır gerçekleştirmeyi arzu ettiğim bir sergi olması ve neticesinde çok güzel geri dönüşler almış olmam beni ziyadesiyle mutlu etti.
“Son zamanlarda gördüğüm en güzel, en özel, en özgün resim sergilerinden birisi …”, “Renkler, konu ve uygulamalar yönüyle çok, ama çok güzel olmuş…” gibi güzel ifadeleri sergi ziyaretçi defterinde paylaşan, resim sanatı ile iç içe dostlarım bana büyük moral kazandırdı.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Neden serginizin adını “Ruhumdan Esintiler” olarak koymayı tercih ettiniz?
FADİME GEZER: Sanatsal çalışmalarımda beni derinden etkileyen konu ve görselleri tuvale aktarmayı tercih etmemden dolayı eserlerimde bir hayli çeşitlilik söz konusudur. Bu sebeple ilk kişisel sergimin adının “Ruhumdan Esintiler” olmasının uygun olacağını düşündüm. Bu sergimin sonucunda belirli bir temaya yoğunlaşarak; sanatseverlerin benimle özdeşleştirdiği konulara yönelmek istiyorum. Şu anki düşünceme göre “Doğa ve Kadın” içerikli eserleri yapmayı planlıyorum.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Sanatın her dalı çok değerli. Çok güzel. Siz resmi seçenlerdensiniz. Neden resim?
FADİME GEZER: Resim yapmak her zaman benim için bir tutku olmuştur. İlkokul çağına gelmemiş olmama rağmen sırf beni avutmak ve resim yapmak için okula gitmiş olmam ve akabinde okula başlatılmış olmam dikkate alındığında; derinlerde bir yerlerde hep resim yapma düşüncesinin var olduğunu değerlendiriyorum. Ortaokul ve Lise yıllarımda yaptığım resim çalışmaları öğretmenlerim tarafından çok beğeniliyor ve takdir ediliyordu. Üniversite yıllarımda da seçmeli dersim resim olmuştu. Hatta düzenlenen bir sergi ile eserlerimizi sergileme imkânım da olmuştu. Kısacası hayatımın her döneminde resim hep vardı.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Bu konuda herhangi bir eğitim aldınız mı? Eğitimin bir sanatçının hayatındaki önemi nedir?
FADİME GEZER: 2019 yılında Çayyolu bölgesinde Çaba Derneği'nde resim kurslarına başlangıç yaptım.
2020-2023 yılları arasında Çankaya Belediyesi himayesinde Türk Telekomcular Derneği’nde yağlıboya resim derslerine devam ettim. 2023 yılından beri Yaşamkent’te faaliyet gösteren ECE Sanat Atölyesi’nde resim kurslarına devam etmekteyim. Ayrıca 2024 yılı sonu itibari ile bu kursa paralel olarak Ressam Ahmet İmami’nin resim kurslarına da devam ettim.
Resim sanatında yol almaya devam ederken, aldığımız eğitimler ile hocalarımızın tecrübelerini kendimizde toplama imkânı elde etmekteyiz. Her ressamın ayrı bir tekniği ve karakteristiği mevcuttur. Aldığımız eğitimler sayesinde daha hızlı tecrübe ve pratiklik kazanarak, eserlerimizde daha iyi sonuçlara ulaşabilmekteyiz.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Çalışmalarınızda neler anlatmak istiyorsunuz?
FADİME GEZER: Çalışmalarımda beni mutlu kılan, ruhumu besleyen ve izleyenler üzerinde de olumlu etkiler yaratabilecek eserleri seçmeye gayret ediyorum. Kısacası seçimlerimde severek yapacağım temalar olması birincil şarttır.
“Sanat, düşünebilen, gerçeği görebilen ve toplumu anlayabilen insanların işidir.” diye ifade etmiş Tolstoy. Bu sebeple eserlerimde toplumsal mesaj veren resimlere de zaman zaman yer vermekteyim.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Boyalar ve renklerin ruhunuzda, kalbinizde yer alışının açılımını öğrenmek isterim.
FADİME GEZER: Van Gogh’un kardeşi TEO’ya yazdığı bir mektupta;
“Ressamlar doğayı anlar, onu sever ve bize göstermeyi öğretirler.” demiştir.
Bir başka ifadesinde ise;
“Doğanın coşkusu, renkleri benim için büyülü bir temadır.”
Benim çalışmalarımda da doğanın ahengini ve renklerin enerjisini yansıtma gayretim söz konusudur. Bu amaçla rutin yürüyüşlerimde doğayı yakından izler, renklerin değişimini takip ederim. Bu izlenimleri tuvalimde yansıtarak; eserlerimin daha gerçekçi olmasını sağlamaktayım.
Sanat, hayat ile her zaman iç içedir. Diyebiliriz ki; sanat, hayatın kalp atışıdır. Sanat ve sanatçıya büyük değer veren Atamızın dediği gibi;
“Sanat güzelliğin ifadesidir.” Ben de güzellikleri ortaya çıkarmaya gayret ediyorum.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Eserlerinizde yağlı boya ve karakalem çalışmaların ağırlıklı olduğunu gördüm. Bu seçimin özel bir nedeni var mı?
FADİME GEZER: Sergimde yağlı boya ağırlıklı ve az sayıda da kara kalem eserlere yer verdim. Her iki türdeki çalışmaları diğerlerine tercih ediyorum. Bu çalışmalar ile kendimi daha iyi ifade edebildiğimi düşünüyorum.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Serginizde manzara ve portre tarzı resimlerin bir araya gelmesi tesadüf mü? Yoksa sizin seçiminiz mi?
FADİME GEZER: Sergimde manzara ve portre ağırlıklı resimleri bir araya getirdim. Doğaya hayranlığımdan ötürü eserlerimde manzara ağırlık kazandı. Portre ise gelişmeyi arzu ettiğim bir alan ve tabii ki de resimde en zor olanıdır. Zira portre, görünen bir yüz ve bu yüzün ifade ettiği mana bütünüdür. Bu alanda duayen olan Feyhaman Duran en çok beğendiğim sanatçıların başında yer alır.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Çalışmalarınız genellikle somut resimlerden oluşuyor. Soyut resme bakışınız nedir?
FADİME GEZER: Soyut resim, sözsüz müzik misali gibidir. Çizgi, renk, leke gibi resim elemanlarının hoş gelecek şekilde düzenlendiği resim çalışmalarıdır. Bu akımda resim eğitimi almak önem arz etmektedir. Bu kategoride özellikle dünyaca ünlü Rus ressam Wassily Kandinsky büyük hayranlık duyduğum sanatçılar arasında yer almaktadır.
Cumhuriyet dönemi ressamlarımızdan kübist biçimleri ve motifsel yorumları ile ünlenen Nurullah Berk’in çalışmaları beni oldukça etkilemektedir. İleriki dönemlerde çalışmalarımda bu tarz eserlere de yer vermeyi düşünüyorum.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Nasıl çalışıyorsunuz? Bir tabloyu tamamlarken ne kadar zamana ihtiyaç duyuyorsunuz? Nelerden etkileniyor ve nelerden besleniyorsunuz?
FADİME GEZER: Çalışmalarımı ev ve atölye ortamında gerçekleştirmeye devam ediyorum. Resim yapmak isteyenlere ilk önerim öncelikle sabırlı olmayı öğrenmeleridir. Sabırlı oldukça ve detaylara yoğunlaştıkça; uzun soluklu çalışmalar sonucunda nadide eserlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bir tablonun tamamlanma süresi; o eseri yapan kişinin çalışmasına ne kadar zaman ayırdığı ile yakından ilgilidir. Bu süre, kişiye ve eserin niteliğine göre değişiklik arz edeceğinden net bir zaman verilememektedir.
Özellikle yoğunlaştığımı düşündüğüm zaman aralığında resim yapmaya gayret ederim. Bu süreçte “zaman mefhumu” benim için kaybolmaktadır. Eserlerimi seçerken öncelikle yapmayı planladığım ve beni müthiş derecede etkilemiş olan konu ve/veya görseli tercih ediyorum. Kısacası bende ve sanatseverlerde güzel hisler uyandırması önceliğimdir. Sanatseverlerin eser ile buluşması sonrasındaki değerlendirmeleri, bir sonraki çalışmalarımı yönlendirmekte yol göstermektedir.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Sizi etkileyen sanatsal akımlar ve sanatçılar (ressamlar) kimlerdir?
FADİME GEZER: Beni etkileyen sanatsal akımların başında Empresyonizm ve devamında gelişen Post Empresyonizm gelmektedir. Bu akımlarda sanatçılar kendi konularını belirlemekte; yaşam biçimlerini ortaya çıkarabilmektedir. Ayrıca duygu ve düşünceler de bu akımda önem kazanmaktadır. Van Gogh, Paul Ce’zane, Edgar DEGAS, Camille Pissaro, Renior ve G. Monet gibi sanatçılar en çok beğendiğim sanatçılar arasında yer almaktadır.
Ülkemizde ise Cumhuriyet Dönemi sanatçılarımızdan Hikmet Onat, Mihri Müşfik, Şeref Akdik Ali Avni Çelebi gibi sanatçılarımızın çalışmaları beni oldukça etkilemektedir.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Günümüzde kendine yer bulan dijital çizim ve yapay zekâ ile yaptırılan resimler hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
FADİME GEZER: Bu tarz çalışmalarda sanatsal ruhun eksik olduğunu düşünenlerdenim. Hep aynı tarzda üretilen eserler ortaya çıkacaktır.
Oysa insan üretimi ile yapılan resimler; duygu, ifade, mana vb. güçlü unsurları barındırmakta; insana ait duyguları ve iç dünyaları da yansıtmaktadır. Onun için her eser, her sanatseverde farklı duygu ve düşünceleri tetikler. Sanatçı, ruhundan bir şeyler katarak yaptığı eserleri ile akıp giden zamanda kendisinden bir iz bırakabilmektedir. Yıllar geçtikçe ve hatta kendisinden sonra bile bu kişisel izler herkes tarafından farklı yorumlanabilmektedir.
“Ben, tablolarımın tam kendisiyim.” diyen V. Gogh’un söylemi tam da bu gerçeğe işaret etmektedir. Aşina olduğumuz eserlere baktığımızda hangi ressama ait olduğunu tahmin edebilmemizin altında bu gerçek mevcuttur.
SİBEL UNUR ÖZDEMİR: Son olarak resim yapmak isteyen sanatseverlere önerileriniz olacak mı? Resim öğrenilebilir bir sanat dalı mıdır? Yetenek şart mıdır? diye sorayım.
FADİME GEZER: Bu sorunuzu ünlü ressam Vincent Van Gogh’un şu sözleri ile cevaplamak isterim.
“Çalışmakla kusursuzluğa varılabilir. İnsan resim yapa yapa ressam olur.”
“Eğer içinizden bir ses resim çizemeyeceğinizi söylüyorsa; o zaman mutlaka resim çizin ve o ses susacaktır.” ifadeleri ile resim sanatına ilgi duyanlara müthiş bir cesaret vermektedir.
Bu sebeple, ilgisi olan herkesi resim yapmaya ve içindeki cevheri ortaya çıkarmaya davet ediyorum. Kesinlikle resim öğrenilmeye açık bir sanat alanıdır. Harcanan emekler neticesinde güzel sonuçların çıkması kaçınılmaz olacaktır.
Sibel Hanım, bu güzel ve samimi söyleyişi için size gönülden teşekkür ederim.
RÖPORTAJ: SİBEL UNUR ÖZDEMİR
ANKARA/KASIM 30.11.2025
http://www.focahaber.com/fadime-gezer-ile-resim-uzerine-konustuk/7675/